
Cevap Motoru Optimizasyonu (AEO) Nedir? SEO’dan Farkı Nedir?
Dijital pazarlama dünyası, kullanıcıların bilgiye erişim şeklinde devrim niteliğinde bir değişimle karşı karşıya. Yirmi yılı …
04/12/2025 -
20 dk okuma
Peakers’la güncel kalın
Küresel iş dünyası, 2025 yılı itibarıyla teknolojik bir evrimin ötesinde, temel bir paradigma değişimi yaşamaktadır. Pazarlama disiplini, yaratıcı sezgilerin hakim olduğu bir sanattan, veri biliminin ve algoritmik kesinliğin yönettiği bir mühendislik dalına dönüşmektedir. Digipeak olarak, veri odaklı, çevik ve sonuç eksenli yaklaşımımızla bu dönüşümün tam merkezinde yer alıyoruz. Artık sorulması gereken soru “Yapay zekayı (YZ) kullanmalı mıyız?” değil, “Yapay zekayı iş stratejimizin geneline nasıl entegre edip, sürdürülebilir bir rekabet avantajı yaratabiliriz?” olmalıdır. McKinsey ve Gartner gibi küresel araştırma kuruluşlarının verileri, organizasyonların YZ’yi yalnızca operasyonel bir araç olarak görmekten vazgeçip, iş modellerini yeniden tanımlayan bir katalizör olarak konumlandırdığını göstermektedir.
Bu rapor, yapay zekanın pazarlamadaki mevcut durumunu, 2025 ve sonrası için öngörülen trendleri, ekonomik etkileri ve işletmelerin uygulayabileceği somut stratejileri derinlemesine analiz etmektedir. Analizimiz, YZ’nin sadece içerik üretimini hızlandıran bir asistan olmadığını, aynı zamanda müşteri davranışlarını öngören, satış süreçlerini optimize eden ve marka sadakatini artıran stratejik bir ortak olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle Digipeak’in sağlık pazarlaması, markalaşma ve performans pazarlaması alanlarındaki uzmanlığı ışığında, bu teknolojilerin sektörel uygulamalarına dair kapsamlı içgörüler sunulacaktır.
Yapay zeka teknolojilerine yapılan yatırımlar, küresel ekonominin itici gücü haline gelmiştir. İstatistikler, bu alandaki büyümenin tarihsel bir emsali olmadığını göstermektedir. Üretken Yapay Zeka (GenAI) pazarının 2025 yılında 62.72 milyar dolara ulaşması beklenirken, 2030 yılına kadar bu rakamın katlanarak artacağı ve yıllık bileşik büyüme oranının (CAGR) %41.53 seviyelerinde seyredeceği öngörülmektedir. Bu büyüme, sadece yazılım lisanslamalarıyla sınırlı kalmayıp, donanım altyapısından veri merkezi yatırımlarına kadar geniş bir ekosistemi beslemektedir. Gartner’ın tahminlerine göre, dünya genelindeki GenAI harcamaları 2025 yılında bir önceki yıla göre %76.4’lük devasa bir artışla 644 milyar dolara ulaşacaktır.
Bu harcama artışının ardındaki temel motivasyon, YZ’nin vaat ettiği üretkenlik sıçramasıdır. İşletmeler, YZ yatırımlarının geri dönüşünü (ROI) artık teorik bir beklenti olarak değil, ölçülebilir bir gerçeklik olarak deneyimlemektedir. 2030 yılına gelindiğinde, YZ adaptasyonuna yatırım yapan şirketlerin küresel ekonomiye kümülatif etkisinin 19.9 trilyon dolar olacağı ve küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) %3.5’ini oluşturacağı tahmin edilmektedir. Bu veriler, YZ’nin pazarlama bütçelerinde bir “lüks” kalemi olmaktan çıkıp, işletmenin hayatta kalması ve büyümesi için zorunlu bir altyapı yatırımı haline geldiğini kanıtlamaktadır.
Aşağıdaki tablo, YZ pazarının büyüme dinamiklerini ve ekonomik etkisini özetlemektedir:
| Ekonomik Gösterge | 2024/2025 Beklentisi | 2030 Projeksiyonu / Büyüme Oranı |
| Gen AI Pazar Büyüklüğü | $62.72 Milyar (2025) | %41.53 YBBO (2025-2030) |
| Küresel Gen AI Harcaması | $644 Milyar (%76.4 artış) | – |
| Özel Sektör Yatırımı | $33.9 Milyar (2024) | – |
| Küresel GSYİH Etkisi | – | $19.9 Trilyon (%3.5 GSYİH katkısı) |
| YZ İşlemci Pazarı | $57.90 Milyar (2025) | $370.38 Milyar (2033) |
Yazılım tarafındaki bu patlama, donanım tarafında ciddi bir talebi tetiklemiştir. Küresel YZ işlemci pazarının 2033 yılına kadar 370 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. İşletmelerin üretken YZ modellerini eğitmek ve çalıştırmak için ihtiyaç duyduğu GPU ve ASIC tabanlı hızlandırıcılara olan talep, geleneksel veri merkezi mimarilerini zorlamaktadır. Bu durum, bulut hizmet sağlayıcılarını altyapılarını ölçeklendirmeye iterken, aynı zamanda pazarlama teknolojisi (MarTech) sağlayıcılarının maliyet yapılarını da etkilemektedir. NVIDIA gibi donanım devlerinin gelirlerindeki artış ve yeni nesil işlemci platformları (örneğin Blackwell AI Processor), pazarlamacıların kullandığı araçların işlem kapasitesini ve hızını doğrudan belirleyen faktörler haline gelmiştir. Pazarlama yöneticileri için bu durumun anlamı şudur: YZ stratejisi oluşturulurken, sadece yazılım maliyetleri değil, bu sistemleri çalıştıracak bulut bilişim maliyetleri ve enerji tüketimi de hesaba katılmalıdır.
Pazarlama otomasyonu uzun yıllardır sektörün bir parçası olsa da, 2025 yılı “Otonom YZ Ajanları” (Agentic AI) kavramının yükselişine sahne olmaktadır. McKinsey’nin “The State of AI in 2025” raporuna göre, organizasyonların %62’si YZ ajanlarını denemekte veya aktif olarak kullanmaktadır. Geleneksel otomasyon sistemleri, önceden tanımlanmış katı kuralları takip ederken (örneğin: “Kullanıcı formu doldurursa e-posta gönder”), YZ ajanları hedefe dayalı çalışır. Bir ajana “Gelecek ayın satışlarını %10 artır” gibi geniş bir hedef verildiğinde, ajan gerekli verileri analiz eder, strateji geliştirir, içerik üretir ve kampanyaları otonom olarak optimize eder.
Bu ajanlar, pazarlama operasyonlarında insan müdahalesini minimuma indirerek verimliliği maksimize etmektedir. HubSpot’un raporuna göre, pazarlamacıların %19.65’i 2025 yılında pazarlama otomasyonu için YZ ajanlarını tam kapasiteyle kullanmayı planlamaktadır. Ajanların yetenekleri, basit sohbet botlarının çok ötesine geçerek, karmaşık iş akışlarını yönetebilen, kararlar alabilen ve hatalardan ders çıkarabilen sistemlere dönüşmüştür. Örneğin, bir e-ticaret platformunda çalışan YZ ajanı, stok durumunu, rakip fiyatlarını ve kullanıcı davranışlarını anlık olarak izleyerek dinamik fiyatlandırma yapabilir ve kişiselleştirilmiş indirimler sunabilir.
YZ ajanlarının yükselişi, pazarlama ekiplerinin rollerini de değiştirmektedir. Pazarlamacıların %60’a yakını YZ’nin işlerini elinden almasından endişe etse de, %70.6’sı YZ’nin belirli görevlerde insanlardan daha iyi performans gösterdiğine inanmaktadır. Bu durum, pazarlamacıların “operatör” rolünden “orkestra şefi” rolüne geçmesini gerektirmektedir. İnsanlar stratejiyi, etik sınırları ve yaratıcı vizyonu belirlerken, YZ ajanları bu vizyonu gerçekleştirmek için gerekli operasyonel yükü üstlenmektedir.Digipeak gibi ajanslar, bu iş birliğini “Çevik Pazarlama” (Agile Marketing) prensipleriyle birleştirerek müşterilerine sunmaktadır. İnsan uzmanlığı ile YZ hızının birleşimi, kampanyaların gerçek zamanlı olarak optimize edilmesini ve pazar değişimlerine anında yanıt verilmesini sağlar. Özellikle içerik üretiminde, pazarlamacıların %86’sı YZ sayesinde günde 1 saatten fazla zaman kazandığını belirtmektedir. Bu kazanılan zaman, daha stratejik ve yaratıcı görevlere ayrılarak katma değer yaratılmaktadır.
Yapay Zeka ile Otomasyonun Gücünü Keşfedin!
Ücretsiz Dönüşüm Analizi Alın!
Zamanınızı nasıl daha verimli kullanabilirsiniz? Yapay zeka, tekrarlayan görevleri otomatikleştirerek size zaman kazandırır. İş süreçlerinizi hızlandırmak için YZ’den nasıl yararlanabileceğinizi öğrenin.
Geleneksel pazarlamada kullanılan demografik segmentasyon (yaş, cinsiyet, konum), yerini davranışsal verilere dayalı “Hiper Kişiselleştirme”ye bırakmıştır. YZ, her bir müşterinin dijital ayak izlerini, geçmiş satın alma verilerini ve anlık etkileşimlerini analizerek, onlara özel, benzersiz deneyimler sunar. Müşterilerin %80’i, bir şirketin sunduğu deneyimin ürün veya hizmet kadar önemli olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda YZ, markaların her müşteriye “VIP” muamelesi yapmasını sağlayan teknolojik altyapıyı sunar.
Örnek vakalar, hiper kişiselleştirmenin iş sonuçlarına etkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır:
Pazarlamada “ne oldu?” sorusundan “ne olacak?” sorusuna geçiş, tahmine dayalı analitik (predictive analytics) sayesinde mümkün olmuştur. MarketMind AI, Tableau ve Salesforce Einstein gibi araçlar, büyük veri setlerini işleyerek gelecekteki tüketici davranışlarını yüksek doğrulukla tahmin edebilmektedir. Bu teknoloji, sadece satış tahminleri yapmakla kalmaz, aynı zamanda müşteri kaybını (churn) önlemek ve müşteri yaşam boyu değerini (CLV) maksimize etmek için de kritik bir rol oynar.Örneğin, bir SaaS şirketi, platform kullanım verilerini analiz ederek hangi müşterinin aboneliğini iptal etme riski taşıdığını belirleyebilir. YZ, bu müşteriye özel bir “kalma teklifi” sunarak veya müşteri başarı ekibini uyararak kaybı önleyebilir. Salesforce araştırmaları, kişiselleştirmeye ve tahmine dayalı analitiğe öncelik veren şirketlerin müşteri yaşam boyu değerinde %25 artış sağladığını göstermektedir. Ayrıca, perakende devi Walmart, tedarik zinciri optimizasyonu ve talep tahmini için YZ kullanarak maliyetlerinde %25’lik bir azalma sağlamıştır.
B2B pazarlama dünyasında, satın alma kararları genellikle uzun sürer ve birden fazla karar vericiyi içerir. Yapay zeka, Hesap Bazlı Pazarlama (ABM) stratejilerini güçlendirerek bu süreci daha verimli hale getirmektedir. YZ, hedef hesaplardaki karar vericilerin dijital davranışlarını izler ve onlara en uygun içeriği, en uygun kanaldan sunar. Demandbase gibi platformlar, YZ’nin içerik darboğazını aşarak, bir pazarlamacının üç kişilik iş üretmesine olanak tanıdığını belirtmektedir.
B2B alıcıları, artık insan satıcılarla görüşmeden önce kapsamlı bir dijital araştırma yapmaktadır. Bu süreçte, YZ destekli içerik üretimi, her bir persona ve satın alma aşaması için özelleştirilmiş materyaller (beyaz bültenler, vaka analizleri, e-postalar) oluşturulmasını sağlar. İstatistikler, YZ destekli düşünce liderliği (thought leadership) içeriklerinin geleneksel formatlara göre %156 daha yüksek ROI sağladığını göstermektedir.
B2B satışlarında duygusal zeka, YZ ile dijitalleşmektedir. Deloitte’un 2024 raporuna göre, müşteri etkileşimlerindeki duygusal ipuçlarını ve duygu durumunu (sentiment) izleyen markalar, etkileşim oranlarında %10-15 artış elde etmektedir. YZ araçları, satış görüşmelerini, e-postaları ve toplantı kayıtlarını analiz ederek, müşterinin ses tonundaki veya kelime seçimindeki ince nüansları yakalar. Müşterinin endişeli, heyecanlı veya şüpheci olup olmadığını belirleyerek, satış temsilcisine anlık olarak nasıl yanıt vermesi gerektiği konusunda rehberlik eder.
Aşağıdaki tablo, SaaS ve B2B sektörlerinde YZ kullanımının temel metrikler üzerindeki etkisini göstermektedir:
| Metrik | Etki / Değişim | Bağlam |
| Müşteri Bağlılığı | %10-15 Artış | Duygu analizi ve duygu durumu takibi ile |
| Düşünce Liderliği ROI | %156 Daha Yüksek | Geleneksel formatlara kıyasla YZ destekli içerik |
| Net Gelir Tutma (NRR) | %101 (Ortalama) | Genişleme gelirine (expansion ARR) bağımlılık artıyor |
| Verimlilik Kazanımı | 1-5 Saat/Hafta | Pazarlamacıların %49’u bu süreyi kazandığını belirtiyor |
Üretken YZ, içerik üretiminde bir “yaratıcılık çarpanı” (creative multiplier) olarak işlev görmektedir. Artık tek bir içerik parçası, YZ araçları sayesinde dakikalar içinde blog yazısına, sosyal medya gönderisine, videoya ve infografiğe dönüştürülebilmektedir. Pazarlamacıların %85’i YZ’yi içerik üretimi için kullanmakta ve bu sayede üretim hızında ve miktarında önemli artışlar kaydetmektedir. Özellikle video içerik üretiminde, Synthesia ve Sora gibi araçlar, profesyonel kalitede videoları, kamera ekiplerine veya oyunculara ihtiyaç duymadan üretebilmektedir.
Çok modlu (multimodal) YZ modelleri, metin, görüntü, ses ve videoyu aynı anda işleyip üretebilme yeteneğine sahiptir. Bu, markaların tutarlı bir marka sesi (Brand Voice) ile tüm kanallarda varlık göstermesini kolaylaştırır. Digipeak’in marka kimliği oluşturma hizmetlerinde vurguladığı gibi, tutarlılık güveni, güven ise sadakati getirir. YZ, markanın tonunu ve stilini öğrenerek, farklı platformlarda yayınlanan tüm içeriklerin bu kimliğe uygun olmasını sağlar.
Geleceğin içerik stratejisi, sadece insan okuyucuları değil, aynı zamanda algoritmaları da ikna etmeyi gerektirmektedir. B2B alıcılarının %90’ı, satın alma sürecinin bir aşamasında ChatGPT gibi üretken YZ araçlarını kullanmaktadır. Bu durum, içeriğin “makine tarafından okunabilir” ve “özetlenebilir” olmasını zorunlu kılmaktadır. Demandbase, içeriğin insanlara ulaşmadan önce YZ destekli gelen kutusu filtreleri ve özetleme araçları tarafından işlendiğine dikkat çekmektedir. Markalar, içeriklerini bu yeni “bekçileri” (gatekeepers) geçecek şekilde optimize etmelidir.
2025 yılı itibarıyla, geleneksel “anahtar kelime doldurma” (keyword stuffing) taktikleri tamamen geçerliliğini yitirmiştir. Arama motorları ve YZ tabanlı yanıt motorları, kelimelerin birebir eşleşmesine değil, kullanıcının niyetine (search intent) ve bağlamsal anlama odaklanmaktadır. Bu dönüşüm, “Anlamsal SEO” (Semantic SEO) kavramını merkeze yerleştirmektedir. İçerik üreticileri, tekil anahtar kelimeler yerine, konuyla ilgili kavramsal kümeleri (topic clusters) ve varlıkları (entities) hedeflemelidir.
Sektörde sıklıkla tartışılan “LSI Anahtar Kelimeler” (Latent Semantic Indexing) kavramı, teknik olarak Google’ın modern algoritmalarında kullanılmasa da, temsil ettiği mantık hayati önem taşımaktadır: İçeriğin derinliğini artırmak için eş anlamlılar, ilişkili terimler ve bağlamsal varyasyonlar kullanılmalıdır. Google’ın yapay zeka destekli özetleri (AI Overviews), kullanıcının sorusuna en kapsamlı ve doğrudan yanıtı veren içerikleri ödüllendirmektedir. Bu nedenle, içeriklerin “Soru-Cevap” formatında yapılandırılması ve net bilgiler sunması kritik öneme sahiptir.
Arama motoru optimizasyonu (SEO), yerini yavaş yavaş “Generative Engine Optimization” (GEO) kavramına bırakmaktadır. Kantar’ın raporuna göre, markaların YZ modellerinin eğitim verilerinde yer alması ve bu modeller tarafından “tavsiye edilebilir” olması, yeni dönemin en büyük pazarlama hedefidir. Tüketiciler bir ürün tavsiyesi için ChatGPT’ye veya Gemini’ye başvurduğunda, markanızın bu yanıtın içinde yer alması gerekmektedir. Bu da, markanın dijitaldeki otoritesinin, güvenilir kaynaklarda (haber siteleri, sektörel raporlar, vb.) yer almasının ve yapılandırılmış veri (schema markup) kullanımının önemini artırmaktadır.
Aşağıda, Geleneksel SEO ile Anlamsal SEO/GEO arasındaki temel farklar karşılaştırılmıştır:
| Özellik | Geleneksel SEO | Anlamsal SEO & GEO (2025) |
| Odak Noktası | Tekil Anahtar Kelimeler | Konu Kümeleri ve Kullanıcı Niyeti |
| İçerik Yapısı | Kelime Tekrarı | Bağlamsal Derinlik ve Kapsayıcılık |
| Hedef | Arama Sonuçlarında Sıralama (SERP) | YZ Yanıtlarında ve Özetlerde Yer Alma |
| Başarı Ölçütü | Tıklama Oranı (CTR) | Görünürlük, Otorite ve Sıfır Tıklama Yanıtları |
| Teknik Altyapı | Meta Etiketler | Yapılandırılmış Veri (Schema) ve Varlık Grafikleri |
Sosyal medya pazarlaması, YZ’nin görsel ve etkileşimsel yetenekleriyle yeniden şekillenmektedir. TikTok’un 2024 Pazarlama Raporu, pazarlamacıların %51.9’unun kampanyalarında YZ tarafından oluşturulan avatarları kullanmaya istekli olduğunu göstermektedir. Bu sanal karakterler, insan yüz ifadelerini ve davranışlarını taklit ederek, markaların 7/24 içerik üretmesini ve küresel kitlelerle farklı dillerde etkileşim kurmasını sağlar. Özellikle TikTok’un Symphony AI araçları ile oluşturulan reklamlar, satın alma niyetini %37 oranında artırarak YZ’nin yaratıcı etkisini kanıtlamaktadır.
YZ’nin sosyal medyadaki yükselişi, beraberinde bir güven sorununu da getirmektedir. Pazarlamacıların %36.7’si, YZ destekli influencer’ların otantikliği konusunda endişe duymaktadır. Tüketiciler, takip ettikleri içerik üreticilerinin “gerçek” olup olmadığını sorgulamaya başlamıştır. Bu durum, markaların şeffaflık politikalarını gözden geçirmesini gerektirir. YZ kullanımı açıkça belirtilmeli ve insan dokunuşu, samimiyet ve gerçek hikaye anlatıcılığı ile dengelenmelidir. Mikro ve nano influencer’ların yükselişi de bu arayışın bir sonucudur; zira daha küçük kitlelere hitap eden bu kişiler, YZ destekli devasa hesaplara kıyasla daha “gerçek” ve güvenilir algılanmaktadır.
YZ stratejisinin başarısı, sağlam bir veri altyapısına bağlıdır. Gartner, CMO’ların bütçelerinin %30’unu abonelik tabanlı platformlara kaydıracağını öngörürken, veri kalitesinin ve entegrasyonun önemini vurgulamaktadır. YZ modelleri “çöp girer, çöp çıkar” (garbage in, garbage out) prensibiyle çalışır. Bu nedenle, CRM sistemlerindeki (Salesforce, HubSpot) verilerin temizlenmesi, tekilleştirilmesi ve zenginleştirilmesi, YZ projelerinin ilk adımı olmalıdır.
Bulut bilişim ve uç bilişim (edge computing) teknolojileri, verilerin işlenme hızını artırarak gerçek zamanlı kişiselleştirmeyi mümkün kılar. Ayrıca, “Privacy Enhancing Technologies” (PETs – Gizlilik Artırıcı Teknolojiler), verilerin güvenli bir şekilde işlenmesini ve paylaşılmasını sağlayarak, GDPR gibi regülasyonlara uyumu kolaylaştırır. İşletmeler, YZ araçlarını seçerken sadece özelliklerine değil, mevcut teknoloji yığınlarıyla (stack) ne kadar uyumlu olduklarına ve veri güvenliği standartlarına da dikkat etmelidir.
Yapay zekanın pazarlamadaki yaygınlaşması, etik ve yasal sorumlulukları da beraberinde getirir. 2025 yılında veri gizliliği, tüketiciler için bir tercih sebebi olmaktan çıkıp, bir zorunluluk haline gelmiştir. Tüketicilerin %85’i veri şeffaflığına öncelik veren şirketlere daha fazla güvenmektedir. Veri ihlallerinin maliyeti ve yasal yaptırımlar (GDPR, CCPA, EU AI Act) her geçen gün artmaktadır.
Markaların dikkate alması gereken temel etik prensipler şunlardır:
Pazarlama liderleri için YZ dönüşümünü yönetmek karmaşık bir süreç olabilir. Digipeak’in çevik ve sonuç odaklı yaklaşımıyla uyumlu olarak, aşağıda adım adım uygulanabilir bir stratejik plan sunulmaktadır.
Bu aşamanın temel amacı, mevcut durumu anlamak, eksikleri belirlemek ve ekibi değişime hazırlamaktır.
Bu aşamada, teorik planlar pratiğe dökülür ve ilk YZ araçları iş akışlarına entegre edilir.
Son aşamada, başarılı uygulamalar organizasyon geneline yayılır ve daha karmaşık YZ yetenekleri devreye alınır.
Pazarlamada yapay zeka devrimi, bir seçenek olmaktan çıkıp bir zorunluluk haline gelmiştir. 2025 yılı, teknolojinin olgunlaştığı, ekonomik etkinin somutlaştığı ve rekabetin kurallarının yeniden yazıldığı bir dönüm noktasıdır. Raporumuzda detaylandırıldığı üzere, YZ sadece verimlilik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda müşteri deneyimini derinleştirir, yaratıcılığı ölçeklendirir ve yeni gelir kanalları açar. Digipeak olarak vizyonumuz, işletmelerin bu güçlü dalgayı arkalarına alarak dijital dünyada büyümelerini sağlamaktır.
Başarı, en gelişmiş teknolojiye sahip olanın değil; teknolojiyi insan zekası, stratejik vizyon ve etik sorumlulukla en iyi harmanlayanların olacaktır. Şirketler, “Otonom Ajanlar”, “Hiper Kişiselleştirme” ve “Anlamsal SEO” gibi kavramları iş modellerine entegre ederek, geleceğin pazarlama dünyasında sadece hayatta kalmakla yetinmeyip, sektöre liderlik edebilirler. Dönüşüm yolculuğu zorlu olabilir, ancak doğru yol haritası ve stratejik ortaklarla, bu yolculuğun sonu sürdürülebilir büyümeye ve inovasyona çıkmaktadır.
Teklif Alın
Digipeak Newsletter’da
bize katılın!
Hemen katılın ve dijital pazarlama dünyasına ait güncellemeleri kaçırmayın!
İlgili Yazılar

Dijital pazarlama dünyası, kullanıcıların bilgiye erişim şeklinde devrim niteliğinde bir değişimle karşı karşıya. Yirmi yılı …

Dijital pazarlamanın temel paradigmalarından biri, gözlerimizin önünde sarsıcı bir hızla değişiyor. Onlarca yıldır bilgiye ulaşmanın …

Günümüz dijital pazarlama ortamı, geleneksel manuel süreçlerin ve yalnızca yüzeysel demografik segmentasyona dayalı stratejilerin getirdiği …

Bilgiye erişim paradigması sessizce ama kökten değişiyor. Bu değişim, gelecekte yaşanacak bir konsept değil; bugün …